ᎶüᏝᏖᏋᏁ ÇᏗᎮᏦıᏁ

Keşke hiç büyümeseydin Can! İçindeki çocuk gibi çocuk kalsaydın.Dünyanın keşmekeşliğinin, gürültüsünün, uğultusunun,beyninin her zerresine darbe vuracağını bilseydin, büyümek ister miydin, Can? Büyüdükçe canın yanacağını,her adımda ruhunun parça parça ayrılıp bütünleşemediğini anlasaydın, yine büyümek ister miydin Can? Ya insanlar, çocukken mâsum görünen insanlar! İçindeki masum çocuğu tanıdıkça seni öldüren insanların o kadar da masum olmadığını bilseydin büyür müydün Can? Seni duydukları hâlde, anlamayan insanların arasında yaşamak nasıl bir duygu? Cevabını biliyorsan, hergün ama hergün bu uğultuyla uyanan cana, cevap verirmisin Can? Keşke , keşke hiç büyümeseydin, insanlar gözünde hep masum kalsaydı, annenin yüzündeki bene," anne bak benim de "sen"lerim var" , limonun üzerindeki çıkıntıya " limonun sivilcesi var" ve buruşukluğuna "yaşlanmış" demek kadar güzel çocukluğun elinden gitmese

  İlk defa kendi hakkımda birşeyler yazmak istiyorum.Yani benim biografim :)     Elazığlı bir ailenin yaşayan ilk kız çocuğu ve dört kardeşin ikincisi olarak, Malatya'da doğdum. Ilk ve orta okulu çok başarılı bir öğrenci olarak Malatya'da tamamladım.Liseye kayıt olduğum dönemde babam bizi bırakarak Almanya'ya geldi.Babamın Almanya'ya gelişi ve en küçük kardeşimin onun arkasından ağladığı günü hiçbir zaman unutmadım. Onun gelişinden kısa bir süre sonra bizimle yaşayan dedem vefat etti. Daha sonra annem, benden küçük kızkardeşim ve erkek kardeşim de Almanya'ya geldiler. Onların gelişinden sonra liseyi 2ci sınıfta terk etmek zorunda kaldım. Annemlerden 3 yıl sonra da ben ve abim geldik.Almanya'ya ilk geldiğim günü de hiç unutmadım.İlk gece sabaha kadar kulaklarimda ezan sesi vardı.Belki de artık ömür boyu duymayacağım bu sesi, Rabbim bütün gece bana dinletmişti. Bizl

Her hafta bloglarda 5 kelime veriliyor ve isteyenler bu kelimelerle ilgili şiir, makale, deneme ,ne tarz isterse yazılar yazıyor.Ben aralarına yeni katıldım, bu haftanın kelimelerini sevgili Makbule Abalı verdi.( sade, sakin, saygın, güvence,çaresiz)          SON UMUT       Genç kadın eşinin gözlerine baktı ve " gözleri senin gözlerine benzeyen bir çocuğumuz olsun istiyorum " dedi.Eşi "sen çok şey istiyorsun " deyiverdi, hiç düşünmeden, kadının üzüleceğini tahmin edemeden..      İkisi de biraz geç sayılacak yaşta evlenmişlerdi.Kadının hayattan çok fazla beklentisi yoktu.Saygın bir eş,sade ve sakin bir hayat ve bir de gözleri elâya çalan açık tenli bir çocuk.  Otuz yaş

       Sen benim " sol yanımsın "   küçük dostum...    Aynadaki yansımam, iç sesim, 16 yaşım, yüreği sıcacık, küçük dostum benim!    Seninle konuşurken kendi iç sesimle sohbet ediyorum  ve 16 yaşımdaki halime geri gidip kendime tavsiyeler veriyorum sanki.Kızım olacak yaşta olmana rağmen, seninle sohbet etmeyi gerçekten çok seviyorum.Küçük dostum biliyor musun,bizler bu dünyayı ve insanları asla anlayamayağız,onlar da bizleri anlamayacaklar.Belki de çoğu insana göre " saf " olabiliriz, varsın olsun be gülüm. Nasıl olsa nesli tükenmiş nadir insanlar arasına gireceğiz.😅Düşünsene bu bile bizim için bir gurur kaynağı değil mi? İyi niyetli insanların ezildiği bu dünyadaki yalancı mutluluktansa ebedi mutluluğu kazanmak daha güzel olmaz mı? Bizi tanıyanlardan bazıları "k

   Ağaç Ev Sohbetlerinin bu haftaki konusunu sevgili Kaplan Diary arkadaşımız vermiş.Kendisinin yazısını  buradan  okuyabilirsiniz. Bu haftanın konusu şöyle :Karşı   cinste   sizi en çok   şaşırtan şeyler nelerdir?   Sosyal yaşamda cinsiyet ayrımcılığını ortadan   kaldırmak   için neler önerirsiniz?       Öncelikle sevgili Kaplan Diary arkadaşımızın yazısını okudum ve geldim.Kendisi kadın erkek eşitliği üzerine gerçekten güzel tespitler içeren bir yazı yazmış.     Erkeklerde beni en çok şaşırtan şeylerden birisi konu her ne olursa olsun hep haklı olmaları:)  Erkeklerin çoğunluğu bir konuda haksız bile olsalar,lafı evirip, çevirip haklı olmayı çok iyi biliyorlar.Üstelik bunu öyle güzel bir siyasetle yapıyorlar ki, kendimizi suçlu hissetmemizi bile sağlayabiliyorlar.Büyük bir başarı bence,çünkü çok denedim ama ben yapamıyorum, aksine haklı olduğum d

Derler ki; zamanın birinde  bir serçe Allah'a küsmüş ve sesi soluğu kesilmiş, hüzünlü ve keder içinde dağlarda  dolaşıp durmuş. Melekler bunun sebebini merak etmişler ve Allah'a serçeyi sorup durmuşlar.Allah;  "O gelecek" diye cevap vermiş. Günlerden birgün serçe hüzünlü bir şekilde gelip bir ağacın dalına konmuş. Hiç konuşmadan öylece bekleyip durmuş. Allah'ü Teâlâ serçeye sormuş: Neden konuşmuyorsun, ne derdin var ? Serçe demiş ki ne olsun, benim içine sığındığım küçücük yuvam vardı, Sen onu elimden aldın,  fırtınayla yok ettin. Bunu neden yaptın? Allah ;"Ben seni yaratmadım mı,  sen benim kulum değil misin" ? Serçe ;"Evet ben senin kulunum" demiş. "O zaman neden benim yaptıklarımı sorguluyorsun" demiş,Allah. " Senin üzerinden nice belâları kaldırmadım mı"? Serçe bunun üzerine "Evet kaldırdın Allah'ım demiş", boynunu bükerek . "